Bilim NE DİYOR? Kilo Sağlık Durumunun Güvenilir Göstergesi Değildir!

BİLİM NE DİYOR? 

KİLO SAĞLIK DURUMUNUN GÜVENİLİR GÖSTERGESİ DEĞİLDİR!

Kendinizi "stresli" hissediyorsanız veya kilonuza aşırı odaklandıysanız, yalnız değilsiniz! 

 

Kilonun sağlığın doğru bir göstergesi olmamasının 5 nedenini ve bunun yerine davranış değişikliğine ve sağlıklı davranışlarda tutarlılığa odaklanmanın neden daha etkili olabileceğini gözden geçirelim. 

Vücut ağırlığı, sağlığımızın genel resminin çok küçük bir parçasıdır. Bize vücut ağırlığımızın toplamda ne kadar olduğunu söyler.

 

Ancak vücudumuzun içinde neler olup bittiği hakkında bize hiçbir şey söylemez.
Peki, neden buna bu kadar önem veriyoruz?

 

Öncelikle kilo merkezli bir toplumda yaşıyoruz. Bize sürekli daha zayıf olmamız ve daha zayıf görünmemiz söyleniyor. 

 

Sağlık sorunlarının yalnızca kiloları, diyetleri ve yeme alışkanlıklarıyla ilgili olduğu varsayılabiliyor.

 

Kilo damgasına ve önyargıya katkıda bulunabilecek olumsuz klişeler ve ifadeler, örneğin 'Karbonhidratı kesmelisin' veya 'Yeterince hareket etmiyorsun' gibi olumsuz klişeler ve ifadeler, diğer genetik ve çevresel faktörleri de dikkate almak yerine suçu bireye yüklemektedir. Gerçekte ise sağlığımız bireysel eylemlerimizden daha fazlasindan etkilenir: çevremiz, yetiştirilme tarzımız, sosyo-ekonomik durumumuz hepsi bir rol oynar.

 

Bu nedenle, kilo önyargısı yaşayan bireylerin damgalanmamak için tıbbi yardım almaktan kaçınmaları daha olasıdır. 

 

SAĞLIK NEDİR?

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre "sağlık, sadece hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak iyi olma halidir"

  

YALNIZCA KİLO VERME HEDEFLERİNE ODAKLANMAK SORUNDUR!

Hiç "kilo vermeye" kararlı oldunuz mu? İşte yalnızca kilo vermeye değil, genel sağlığınıza ve "arzu ettiğiniz davranışlara" (diğer bir deyişle sağlıklı alışkanlıklara) odaklanmayı düşünmeniz için işte size 5 neden:

 

1.VÜCUT AĞIRLIĞI BİZE VÜCUT KOMPOZİSYONU HAKKINDA BİLGİ VERMEZ!

Vücut Kompozisyonu vücudun yağ, kemik, su ve kas yapısını tanımlar. Sadece vücut ağırlığı ölçüldüğünde, vücudun genel bileşiminin tam bir resmini çizer.

 

Vücut yağsız kütlesi ile vücut yağ kütlesi arasında ayrım yapmaz veya vücut yağının yerini göstermez. Bu nedenle, bir kişi 'normal' vücut ağırlığı sınıflandırmasına uyabilir, ancak yüksek bir vücut yağ yüzdesine sahip olabilir. 

 

Daha kaslı veya sporcu olan bireyleri düşünün, daha fazla kas kütlesi nedeniyle yüksek bir Beden Kitle İndeksine sahip olabilirler.

2.VÜCUT AĞIRLIĞI SÜREKLİ DALGALANIYOR!

Vücut ağırlığı çeşitli faktörlere bağlı olarak dalgalanabilir. Bir gün içinde, sabahki kilonuz su ve gıda tüketimi, idrara çıkma, sindirim vb. nedenlerle geceki kilonuzdan farklı olabilir. Bu durum, gerçek kilo değişiminin göstergesi olmadığı için tartıyı sürekli kontrol etmeyi gereksiz kılar. Çoğu insan her gün 4 veya 5 kilo aşağı yukarı dalgalanır! 

 

Ayrıca, kilo genellikle stres, ruh hali, adet döngüleri, diyet, fiziksel aktivite, yaş vb. faktörlerden etkilenir. Bunların hepsi kiloyu etkileyen uzun vadeli faktörlerdir. Kilo kaybı veya alımının, bazıları kontrol edilemeyen birçok şeyin göstergesi olabileceğinin farkında olmak çok önemlidir!

 

3.DAHA DÜŞÜK KİLOLU OLMAK HER ZAMAN DAHA SAĞLIKLI DEĞİLDİR!

Obezite paradoksu olarak adlandırılan ilginç bir model, obezitenin aslında mortalite ile doğrusal olmadığını göstermiştir. Aslında obezite, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, tip 2 diyabet vb. hastalıklar için daha zayıf bireylere göre daha fazla sağkalım ile ilişkilidir. 

 

Bu durum, düşük kilonun sağlıklı olmak anlamına gelmediğini göstermektedir. Vücut ağırlığı sadece bir sağlık ölçüsüdür ve sağlığınız veya genel refahınız gibi karmaşık bir şeyi tanımlayamaz.

 

4.KORTİZOL ÜRETİMİ VÜCUDUNUZDA ALARM VERİYOR

Araştırmalar, diyet yapmanın daha fazla kronik psikolojik stresin yanı sıra kortizol üretiminin artmasına neden olabileceğini göstermiştir!  Her ikisinin de diyabet, yüksek kolesterol ve daha fazlası gibi daha büyük hastalık riskine katkıda bulunduğu bilinmektedir.

5.BEDENİMİZE VE DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİMİZE DİKKAT ETME ODAĞIMIZI KAYBEDİYORUZ

Daha fazla vücut ağırlığı ve obezite olumsuz sağlık riskleriyle ilişkilendirilmekle birlikte, bu iki faktör arasındaki neden-sonuç ilişkisine dair çok az kanıt bulunmaktadır. 

 

Sosyoekonomik durum, diyet, fiziksel aktivite düzeyleri gibi diğer faktörleri göz ardı etmek, genel sağlığımıza ve sıhhatimize katkıda bulunan değişkenleri görmezden gelmek olacaktır. Bunu hiç düşündünüz mü? 

 

SONUÇ OLARAK KİLOYA DEĞİL DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİNE ODAKLANALIM!!!

İlerlememizi ölçmek için tartıdaki ağırlığı kullandığımızda, sorunların ortaya çıkabileceği yer burasıdır. Sağlığımızı desteklemek için alışkanlık değişikliklerine ve bu değişikliklerle tutarlılığa odaklanmak yerine, sayıya takılırız ve bu da bütünsel resmi bozar. 

 

Hedef olarak kiloya odaklanmak yerine, sağlığınızı ve bedeninizi destekleyecek davranışlardaki tutarlılığınıza odaklanın. 

 

Örneğin, uyku hijyeninin, hareket etmenin, yeterli ve dengeli beslenmenin ve stres yönetiminin metabolizmamızı desteklediğini biliyoruz.

 

Dolayısıyla, bu alanlarda hedefler belirlemeye odaklanmak genel sağlığınızı desteklemenin anahtarı olacaktır. Bu konudaki tutarlılığınıza odaklanın ve her hafta alışkanlıklarınızı takip edin. Bunu takip hedefiniz haline getirin, tartıdaki sayıyı değil.

 

Unutmayın: ilerleme olarak yalnızca tartıdaki kilo değişimini görüyorsanız, bu sizi uzun vadede başarısızlığa hazırlar.

 

YA HALA KİLO VERMEK İSTİYORSAM?

Kendinizi rahatsız hissettiğiniz bir bedende olabilirsiniz ve alışkanlıklarınızın şu anda optimal sağlığınızı desteklemediğini biliyorsunuz. Size iyi gelen doğru bedende olmayı istemek kesinlikle sorun değildir. Belki de daha hafif hissetmek ve kıyafetlerinizin üzerinize daha iyi oturmasını istiyorsunuz. Ya da karın bölgenizde fazladan yağ taşıdığınızı biliyorsunuz ve bu durum sağlığınızı etkiliyor olabilir. 

 

Tartıdaki kilo rakamının değişmesi konusunda endişelenmek yerine kendinize şu soruyu sorun: X kilo verirsem hayatım nasıl değişir?